ReinesKlavier olarak bir yolculuğa çıktık. Bu yolculuk, bugün tek bir kişinin emeğiyle başlayan; zamanla büyümeyi, gelişmeyi ve kendi kültürünü oluşturmayı hedefleyen bir proje. Kurumsallıktan uzak görünsek de, saygı ve güven temelinde sizlere en yakın dostunuz olacak bir yapı kuruyoruz.
ReinesKlavier’in kurucusu Furkan Sarı, bu oluşum için elinden gelenin en iyisini yapmaya kararlı, attığı her adımı sağlam temellere oturtmaya özen gösteren biri. Ekibimiz bugün sayıyla ifade edecek olursak sadece 1 kişiden oluşuyor. Ancak hedefimiz; işinin ehli, müziğe ve piyanoya gerçekten gönül veren arkadaşlarla birlikte bu sayıyı zaman içinde büyütmek. Bir gün “1 kişilik ekip” değil, “1 bütün” olan güçlü bir ekip olmayı amaçlıyoruz.
2026 yılının sonuna kadar, işine tutkuyla bağlı, kendini geliştirmek isteyen yeni ekip arkadaşlarımızın aramıza katılmasını ümit ediyoruz.
ReinesKlavier olarak bu web sitesi bizim için sadece bir platform değil, aynı zamanda gelişim sürecimizi paylaşacağımız bir yol arkadaşıdır. Bu nedenle tüm ilerlemeleri, yenilikleri ve adımlarımızı şeffaflıkla buradan siz değerli müzikseverlerle paylaşacağız.
ReinesKlavier kurulmadan önce kurucumuzun yıllardır içinde taşıdığı bir hayal vardı. Çocukluğundan beri müzik enstrümanlarına ve özellikle bu enstrümanların yapısına karşı derin bir merakı bulunuyordu. Üniversite yıllarına kadar pek çok enstrümanı deneyimlemiş, belirli seviyelerde çalma kabiliyeti edinmiş ve bu süreç ona bir piyanoya sahip olma isteğini daha da güçlendirmişti.
Ablasının desteğiyle edindiği ilk piyano Medeli DP60, piyanonun iç yapısını daha iyi anlamasına zemin hazırladı. Dijital piyanonun sınırlarına ulaştığını hissettiğinde artık gerçek bir akustik piyano alma arzusu oluştu. Ancak bu hayal, maddi imkânsızlıklar nedeniyle kolay görünmüyordu. Buna rağmen, tamamen parçalarına ayrılmış, hurda olarak görülen bir piyanoya göz koydu. Biriktirdiği burs paralarını bu hayaline yatırması, hem bu alandaki ciddiyetini artırdı hem de kendine olan güvenini tazeledi.
Teknik anlamda hiçbir tecrübesi yokken, zaman içinde adım adım doğru yöntemleri öğrenerek bu piyanoyu yeniden hayata döndürmeyi başardı. Bahsi geçen bu piyano, 1907 yapımı August Förster marka bir akustik piyanoydu. İlk kez akort yapmayı, kendi oluşturduğu basit akort aletiyle bu piyanoda öğrendi. Pratik kazanmak için defalarca akordu bozup yeniden yaptı. Piyanoyu sıfırdan topladığı için mekanizmasına derin bir hâkimiyet kazandı. Yaklaşık bir yıllık araştırma ve uygulama sonucunda piyanoyu olması gerektiği gibi restore etmeyi başardı. Bu büyük başarı, kendine duyduğu güveni daha da pekiştirdi ve hevesini artırdı.
Ardından abisi ve ablasının da desteğiyle Cherny marka bir piyano satın aldı. Bu piyanonun pin blok kısmı tamamen hamurlaşmış durumdaydı. Telleri tutan ve gerginliği sağlayan bu bloğun tamiri üzerine detaylı araştırmalar yaptı. Sonuç olarak piyanonun tüm bakımını ve akordunu başarıyla tamamladı. Bu aşamadan sonra kendine yeni bir hedef belirledi: Artık başkalarının piyanolarına da yardım etmek ve bu alanda gelir elde etmek.
İlk piyanolara karşılıksız yaptığı akort ve bakım çalışmaları, piyano sahiplerinden aldığı olumlu geri dönüşler sayesinde ona büyük bir cesaret verdi. Bu cesaret, ReinesKlavier gibi daha kapsamlı, ekip temelli ve ülke çapında hizmet verecek bir yapının temellerini atma fikrini doğurdu. Hedef artık sadece bireysel çaba değil, toplum yararına çalışan bir ekip olmaktı.
Bu süreçte karşısına çok nadir bulunan bir piyano çıktı: restore etmek için satın aldığı R. Ulbrich marka Alman piyanosu. 1910 yapımı olan bu piyano, hikâyesi bakımından oldukça anlamlıydı. Zamanında Almanya’da, dünya savaşı döneminde Yunanistan’a gelen ve 1960’lardaki iç karışıklık nedeniyle ülkemize taşınmak zorunda kalan değerli bir piyano üstadına aitti. Kurucumuz, klavyedeki ilk tuşta yazan özel bir işaretten bu piyanonun kıymetini anlamıştı. Restorasyon sürecinde tarihine zarar vermeden en uygun şekilde çalıştı. Bu deneyim, özellikle antika ve eski mekanizmaya sahip piyanolar konusunda uzmanlaşmasına büyük katkı sağladı.
Bugün ise kurucumuzun en büyük hedefi, tüm odağını ReinesKlavier girişimine vererek bu markayı ülke çapında tanınan; kaliteyi, samimiyeti ve dostluğu temsil eden bir yapıya dönüştürmek. Bu girişim onun için büyük bir adım, aynı zamanda yıllardır büyüttüğü bir hayalin somutlaşmış hâlidir. Siz değerli okurların da bu yolculukta bizlere ilham kaynağı olacağına inanıyoruz.