Edindiğimiz ilk piyano… Bizim için yeri her zaman çok farklı olacak. Akustik piyanolara olan tutkumuzun temellerini attığımız ve büyük bir restorasyon emeği verdiğimiz en özel enstrümanımızdı. Uzun yıllar atıl durumda kalan bu tarihî çalgı, ustamızın yoğun ilgisi, sabrı ve titizliği sayesinde yeniden hayata döndürüldü.
Bir zamanlar Hacettepe Üniversitesi Konservatuvarı envanterine kayıtlı olan bu piyano, aradan geçen yıllarla birlikte kurum tarafından hurdaya ayrılmıştı. Ardından müzayede yoluyla, müziğe ve piyanoya tutkuyla bağlı genç bir hobi sahibi tarafından satın alındı; fakat zaman ve fırsat yetersizliği nedeniyle uzun süre beklemek zorunda kaldı.
Tam da bu noktada ustamız devreye girdi. Geleceğe dair hayallerini biriktirdiği burs paralarıyla gerçeğe dönüştürerek bu piyanoyu satın aldı. Ve aylar süren özenli bir çalışmanın sonunda, yeniden sesiyle hayat buldu.
Bu piyano, yalnızca bir restorasyon çalışması değil; markamızın doğuşunda ilk adım, ilk nefes, ilk umut oldu.
Bugün bize ilham veren, her yeni piyanoya dokunduğumuzda hatırladığımız bir anı:
Her enstrümanın bir hikâyesi vardır ve biz bu hikâyeleri yeniden yazıyoruz.
Her restorasyon bir yolculuktur; bu sürecin her adımını belgelemek isterdik. Ancak yaşadığımız talihsiz bir teknik aksaklık nedeniyle projenin tamamlanmış hâline ait fotoğraflara artık ulaşamıyoruz. Yalnızca son aşamalara ait birkaç kare elimizde mevcut.
Bu durum, ortaya koyduğumuz emeği ve özeni elbette değiştirmiyor. Paylaştığımız bu görseller, piyanonun yeniden hayat bulma sürecine dair en gerçek izleri taşımaktadır.